Dünya genelinde Covid-19 ile mücadele devam ederken, vazgeçilmezimiz olan maskelerimiz hayatımızın her yerinde bizimle birlikte. Peki, virüse karşı bizi koruyan bu vazgeçilmez aksesuarımız, sağlık kontrollerinde işimizi aynı oranda kolaylaştırıyor mu yoksa zorlaştırıyor mu? Şöyle bir baktığımızda, dışarı verdiğimiz karbondioksitin bir kısmını aslında yeniden solumak durumunda kalıyoruz. Maruz olduğumuz bu durum bizleri sağlık taramalarımız sırasına nasıl etkiliyor olabilir?
Stanford Üniversitesinde bulunan araştırmacılar bu konuya eğildi ve maskemizin bu büyük mıknatıslar sayesinde vücudumuzda nasıl bir değişikliğe yol açtığını gösterdi.
Fonksiyonel MR cihazları, BOLD tepkisi dediğimiz kan-oksijen değişikliklerini ölçer. Yüzümüzde maske varken, soluduğumuz havada bulunan karbondioksit-oksijen oranında normal olarak değişiklikler olur. Hava akışımızda oluşan bu farklılık nedeniyle kanımızdaki karbondioksit oranında bir artış gözlenir. BOLD yanıtı bu değişikliklere yani oksijen ve karbondioksit yoğunluğuna duyarlı olduğundan, aldığımız yanıt da böyle bir durumda farklılık gösterir.
Araştırmacılar, maskeli ve maskesiz iki grubu ele alıp MRI sonuçları üzerinde çalışmalar gerçekleştirdiler. Deney sırasında nazal bir kanül kullanılarak kişilere temiz hava verildi. Bu iki grup arasından maskeli kişilerde, kanül CO2 oluşumunu engellerken, maskesiz grubun sonuçlarında CO2 seviyesi minimum bir etkiye sahipti. Araştırmacılar deney sonunda çok önemli bir fark gözlemlemediler. Bu da demek oluyor ki MRI çekimi yaptıracak olsak dahi artık bizler için bir aksesuar haline gelmiş maskelerimizden vazgeçmeyeceğiz!
Orijinal habere buradan ulaşabilirsiniz.