top of page

Türkiye Sağlık Sisteminin Gelişimi ve Yapısı: Genel Bakış

Neşe Nur Karaköy

Türkiye'nin sağlık politikaları ve sistemleri, toplumun sağlık ihtiyaçlarına yanıt vermek ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak amacıyla tasarlanmış kapsamlı bir yapıya sahiptir. Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının etkin iş birliği ve koordinasyonu üzerine inşa edilen bu sistem, hem koruyucu hem de tedavi edici sağlık hizmetlerini bir arada sunmaktadır. Sağlık hizmetleri, Genel Sağlık Sigortası kapsamında tüm vatandaşlara erişilebilir kılınırken, kamu sağlık kuruluşları düzenleyici ve sağlayıcı bir rol üstlenmekte; özel sektör ise alternatif ve tamamlayıcı bir hizmet sunmaktadır. Bu yapıyla Türkiye sağlık sistemi, toplumun genel sağlık düzeyini yükseltmeyi ve sağlık hizmetlerine erişimi mümkün olan en geniş kapsamda sağlamayı hedeflemektedir.


1. Türkiye Sağlık Sistemi

Türkiye sağlık sistemi, geçmişten günümüze doğru bakıldığında oldukça karmaşık bir yapıya sahip gibi görünmektedir. İlk olarak 1920'de kurulan Sağlık Bakanlığı ile 1923-1946 yılları arasında Türk kamu sağlık sisteminin temelleri atılmıştır. 1946'da, özel sektör ve kamu sektörü mavi yakalı çalışanlarına sağlık sigortası sağlamak üzere Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) kurulmuştur. 1950'de, beyaz yakalı devlet memurları, askeri personel ve diğer bazı gruplara hizmet vermek üzere Emekli Sandığı kurulmuştur. 1963'te ilk beş yıllık kalkınma planında Ulusal Sağlık Sigortası tanıtılmış, ancak değişen hükümetler ve ekonomik krizler nedeniyle uygulanamamıştır. 1986-1989 arasında Bağ-Kur aracılığıyla Sağlık Sigortası başlatılmasına dair yasa kabul edilmiş, 1992'de ise Yeşil Kart programı fakir ve sigortasız insanlara ücretsiz sağlık hizmeti sağlamak amacıyla geçici bir çözüm olarak başlatılmıştır. [1] 2006 yılında, Türkiye'de tek bir kamu ödeyicisi olan ve sosyal sağlık sigortasını içeren yeni bir sosyal güvenlik sistemi, Genel Sağlık Sigortası şeması kuruldu. Bu sistem, beş mevcut sigorta şemasını Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) altında birleştirdi. 2003-2013 yılları arasında, Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) kapsamında Türk sağlık sistemi, finansman, sunum ve düzenleyici işlevlerinde yeniden yapılandırıldı. Bu program, sağlık kurumlarının desantralizasyonu ve hastanelerin daha özerk hale getirilme girişimlerinin başarısız olmasına rağmen, diğer sağlık işlevlerini merkezileştiren birçok reformu hayata geçirdi. [1] [2] 2019 yılından itibaren sağlık sistemi daha da merkezileştirildi. Türkiye'nin 2018-2019 yıllarında parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi, kamu yönetimi ve politika yapma işlevlerinde kapsamlı bir yeniden yapılanmaya yol açtı. Sağlık ve Gıda Politikaları Konseyi, Cumhurbaşkanı altında politika belirlemeye başladı ve Sağlık Bakanlığı ile il müdürlükleri, sağlık politikalarını uygulayıcı olarak görev aldı. [1] [2] Tüm bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda mevcut durumda Türkiye'de sağlık hizmetlerinin, Genel Sağlık Sigortası kapsamında sunulduğunu görmekteyiz. Tüm sağlık fonksiyonları ve servisleri kamunun denetimi altındadır ve bu sayede halkın sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmaktadır. Sağlık hizmetleri ağırlıklı olarak primlerle finanse edilmektedir, bu da vatandaşların katkılarıyla sağlık sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamaktadır. Devlet, sağlık hizmetlerinde en yetkili karar merciidir ve halkın sağlığını korumak amacıyla gerekli adımları atmaktadır. Özel hastaneler, sağlık sisteminin önemli bir parçasıdır ve halkın alternatif sağlık hizmeti alabileceği önemli bir konumdadır. Bu sayede vatandaşlar, kendilerine en uygun sağlık hizmetini tercih edebilmektedir. [2]


1.2 Sağlık Hizmet Sunucularının Sınıflandırılması

Türkiye'deki sağlık hizmetleri sunumu, hem kamusal hem de özel sektör tarafından gerçekleştirilmekte olup, çeşitli sağlık kuruluşları aracılığıyla sunulan bir dizi hizmeti içerir. Bu hizmetler, birinci basamak, ikinci basamak ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri olarak sınıflandırılır ve her biri farklı türde sağlık ihtiyaçlarını karşılamaktadır. [7]

1.2.1 Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri

Birinci Basamak sağlık hizmetleri, genellikle halkın doğrudan erişebileceği temel sağlık hizmetlerini kapsar. Aile Sağlığı Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri, Entegre İlçe Hastaneleri (E2 ve E3) ve özel poliklinikler gibi sağlık kuruluşları bu kategoriye dahildir. Bu hizmetler genellikle temel sağlık kontrolü, aşılar, basit tedaviler ve reçete yenileme gibi hizmetleri içerir.[4] [7]

1.2.2 İkinci Basamak Sağlık Hizmetleri

İkinci Basamak sağlık hizmetleri, daha spesifik ve uzmanlaşmış tedavileri sunar. Devlet Hastaneleri, Özel Hastaneler, Özel Tıp Merkezleri ve Kamu kurumlarına ait ADSM ve ADSH gibi sağlık kuruluşları bu kategoriye dahildir. Bu hizmetler genellikle daha karmaşık tıbbi müdahaleleri, cerrahi operasyonları ve uzman doktor muayenelerini içerir.[4] [7]

1.2.3 Üçüncü Basamak Sağlık Hizmetleri

Üçüncü Basamak sağlık hizmetleri ise genellikle eğitim ve araştırma odaklıdır. Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ile Üniversite Hastaneleri bu kategoriye dahildir. Bu hizmetler genellikle karmaşık cerrahi operasyonlar, nadir hastalıkların tedavisi ve tıp alanında araştırma faaliyetlerini içerir.[4], [7]


Şekil 1: Yıllara ve Sektörlere Göre Hastane Sayısı Türkiye'deki hastane sayılarına ilişkin veriler

Şekil 1'de yıllara ve sektörlere göre grafiksel olarak sunulmuştur 2002-2022 yılları arasında Türkiye’de toplam hastane sayısı 1.156’dan 1.555’e yükselmiştir. Sağlık Bakanlığı hastaneleri 774’ten 915’e çıkarak kamu yatırımlarındaki artışı yansıtırken, özel hastaneler 271’den 572’ye ulaşarak özel sektörün büyümesini göstermektedir. Üniversite hastaneleri 68 ile sabit kalmış, diğer hastaneler ise sınırlı bir artışla 61’den 72’ye yükselmiştir. Bu veriler, Türkiye sağlık sisteminde genel bir kapasite artışı ve özellikle özel sektörün sağlık hizmetlerindeki artan rolünü ortaya koymaktadır. [3]



Şekil 2: Yıllara ve Sektörlere Göre Hastane Yatağı Sayısı

Şekil 2, Türkiye’de 2002-2022 yılları arasında Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, özel sektör ve diğer kurumlara ait hastane yatak sayılarındaki değişimi göstermektedir; bu dönemde Sağlık Bakanlığı'na ait yatak sayısı 107.394'ten 163.207'ye yükselirken, üniversite hastanelerinde 26.341'den 43.914'e, özel sektörde ise 50.196'dan 55.069'a artış gözlenmiştir, bu da özellikle kamu sağlık yatırımlarının sağlık hizmetlerinde kapasite artışına öncülük ettiğini ortaya koymaktadır. [3]


2. Organizasyon Şeması

Sağlık Bakanlığı'nın organizasyon şeması, merkez teşkilatı ve bağlı birimlerden oluşan bir yapıyı gösterir. Bakanlık, yönetim ve denetim süreçlerini farklı başkanlıklar ve genel müdürlükler aracılığıyla yürütür. Üst düzeyde, bakan yardımcıları altında "Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü", "Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü" ve "Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü" gibi farklı genel müdürlükler yer alır. Bunun yanı sıra, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) gibi önemli bağlı kuruluşlar da yer almaktadır. Taşra teşkilatı düzeyinde, illerdeki sağlık müdürlükleri, bakanlık politikalarının uygulanmasını sağlar. [6]


3. Sağlık Sistemi Finansman Kaynakları

3.1 Devlet Bütçesi

Sağlık Bakanlığı'nın organizasyon şeması, merkez Şekil 3: Sağlık Bakanlığı Organizasyon Şeması teşkilat ve bağlı birimlerden oluşan bir yapıyı gösterir. Bakanlık, yönetim ve denetim süreçlerini farklı başkanlıklar ve genel müdürlükler aracılığıyla yürütür. Üst düzeyde, bakan yardımcıları altında "Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü", "Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü" ve "Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü" gibi farklı genel müdürlükler yer alır. Bunun yanı sıra, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) gibi önemli bağlı kuruluşlar da yer almaktadır. Taşra teşkilat düzeyinde, illerdeki sağlık müdürlükleri, bakanlık politikalarının uygulanmasını sağlar. [6] Türkiye'de sağlık hizmetlerinin finansmanında devlet bütçesi merkezi bir rol oynar. Bu bütçe, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere, çeşitli kamu kurumlarının sağlık hizmetleri için ana finansman kaynağıdır. Devlet bütçesinden sağlık alanına ayrılan kaynaklar, genel vergi gelirlerinden sağlanır ve yıllık hükümet bütçesi içinde belirlenir. [1]


a) Bütçenin Kullanım Alanları


• Kamu Hastaneleri: Devlet bütçesi, kamu hastanelerinin işletilmesi, bakım ve onarım çalışmaları, tıbbi cihaz ve sarf malzemelerinin alımı gibi temel ihtiyaçlar için kullanılır.

• Üniversite Hastaneleri: Devlet tarafından finanse edilen üniversite hastaneleri, hem eğitim hem de yüksek düzeyde tıbbi hizmet sunar. Bu hastaneler, aynı zamanda araştırma ve geliştirme faaliyetlerini de destekler.

• Halk Sağlığı Programları: Aşı kampanyaları, halk sağlığı bilgilendirme programları, epidemiyolojik araştırmalar ve hastalık önleme programları gibi kamu sağlığı girişimleri devlet bütçesi tarafından finanse edilir.

• Acil Sağlık Hizmetleri: Ambulans hizmetleri ve afet durumlarına müdahale gibi acil sağlık hizmetleri için gerekli finansman, devlet bütçesi kapsamında sağlanır.


b) Bütçe Tahsisi ve Yönetimi

Devlet bütçesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından her yıl görüşülür ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından değerlendirilerek onaylanır. Sağlık Bakanlığı ve ilgili diğer bakanlıklar, kendi ihtiyaçlarına göre bütçe taleplerini hazırlar ve hükümetin onayına sunar. Bütçenin etkin bir şekilde kullanılması, şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, harcamaların düzenli olarak denetlenmesi ve raporlanması gerekir. Mali disiplin ve sürdürülebilirlik, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini doğrudan etkileyen faktörler arasındadır. Bu sebeple, sağlık alanında yapılan harcamaların optimize edilmesi ve gereksiz maliyetlerin azaltılması hedeflenir.


3.2 Sosyal Güvenlik Kurumları

Türkiye'de sosyal güvenlik sistemi, üç ana kurum tarafından yönetilir ve bu kurumlar sağlık hizmetlerinin finansmanında önemli roller oynarlar. Bu kurumlar; çalışanlar, esnaf, sanatkarlar ve bağımsız çalışanlar ile emekli kamu görevlilerine hizmet vermek üzere düzenlenmiştir. Bu sosyal güvenlik kurumları, Türkiye'deki sağlık sistemine entegre bir şekilde çalışır ve sağlık hizmetlerinin büyük bir kısmını finanse eder. Her bir kurum, belirli bir demografik gruba yönelik hizmetler sunar ve bu hizmetlerin finansmanı için üyelerinden alınan primlerle desteklenir. Sosyal güvenlik kurumlarının sağlık hizmetlerine yönelik finansmanı, sistem içindeki kaynakların etkili bir şekilde kullanılmasını sağlamak ve hizmet erişimini artırmak için kritik öneme sahiptir [1] Aşağıdaki kurumlar yukarıda da bahsedildiği gibi Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında (SDP), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çatısı altında birleştirilmiştir.


1. Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK)

SSK (Sosyal Sigortalar Kurumu), Türkiye'de özel sektör çalışanlarını ve kamu sektörünün mavi yakalı işçilerini kapsayan önemli bir sosyal güvenlik kurumudur. Bu kurum, üyelerine geniş bir sağlık hizmeti yelpazesi sunmak için kendi sağlık tesislerini işletir. SSK bünyesinde bulunan hastaneler, poliklinikler ve diğer sağlık kuruluşları, çeşitli sağlık hizmetleri sağlama kapasitesine sahiptir. SSK'nın finansmanı, üyelerin maaşlarından kesilen paylar aracılığıyla sağlanır. Toplanan bu fonlar, SSK tarafından yönetilen sağlık hizmetlerinin finansmanında kullanılarak, üyelere kaliteli sağlık hizmetleri sunulmasını garanti altına alır. Bu sistem, sağlık hizmetlerinin sürekliliğini ve erişilebilirliğini destekleyerek, çalışanların sağlık güvencesini önemli ölçüde artırmaktadır. [1]


2. Bağ-Kur (Sosyal Sigortalar Kurumu, Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar)

Bağ-Kur, Türkiye'de kendi işinde çalışan bireyler; esnaf, sanatkarlar ve diğer serbest meslek sahiplerine yönelik bir sosyal güvenlik kurumudur. Bu kurum, sağlık hizmetlerini doğrudan kendi bünyesinde sağlamamakla birlikte, üyelerine sağlık hizmeti sunabilmek için çeşitli kamu sağlık kurumları ve özel sağlık kuruluşları ile anlaşmalar yapar. Bu anlaşmalar, Bağ-Kur üyelerinin geniş bir sağlık hizmeti ağından faydalanmalarını sağlar. Bağ-Kur'un finansmanı, üyeler tarafından ödenen primlerle sağlanır ve toplanan bu primler, anlaşmalı sağlık hizmetlerinin finansmanında kullanılır. Bu yapı, serbest meslek sahiplerinin ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırarak, onların sağlık güvenliğini artırır. [1]


3. Emekli Sandığı

Emekli Sandığı, Türkiye'de kamu görevlileri ve ailelerini kapsayan bir sosyal güvenlik kurumudur. Bu kurum, kendi sağlık tesislerini işletmeyip, üyelerine kaliteli sağlık hizmetleri sunabilmek için çeşitli kamu ve özel sağlık kuruluşlarıyla anlaşmalar yapar. Bu anlaşmalar sayesinde, kamu görevlileri ve aileleri, geniş bir sağlık hizmeti ağından yararlanabilirler. Emekli Sandığı'nın finansmanı, kamu çalışanlarının maaşlarından kesilen primler ve devlet tarafından sağlanan katkılar ile desteklenir. Bu finansman modeli, kamu görevlilerinin yaşam boyu sağlık hizmetlerine erişimini güvence altına alır ve onlara sağlık hizmetlerinde finansal bir güvence sunar. [1]


3.3 Özel Sağlık Sigortaları

Özel sağlık sigortaları, genellikle kamu sağlık sistemince karşılanmayan veya kapsam dışı bırakılan hizmetleri kapsar ve sigortalılara daha geniş bir sağlık hizmeti yelpazesi sunar. Türkiye Sigorta Birliği'nin 2023 Yılı Sektör Raporu'na göre, Türkiye'de özel sağlık sigortası sektörü önemli bir büyüme göstermiştir. Hastalık/sağlık sigortaları branşında prim üretimi, 2022 yılında 26,5 milyar TL iken, 2023 yılında %134 artışla 62,1 milyar TL'ye ulaşmıştır. Bu artış, sağlık sigortalarına olan talebin ve sektörün genişlemesinin bir göstergesidir. Ayrıca, sağlık sigortası poliçe sayılarında da artış yaşanmış, 2022 yılında 4,5 milyon olan poliçe adedi, 2023 yılında 5,2 milyona yükselmiştir. [5] TSB verileri, Türkiye'de sağlık sigortasının yaygınlaşması ve insanların sağlık ihtiyaçlarına daha iyi bir şekilde cevap verebilmesi adına olumlu bir gelişmeyi ortaya koymaktadır. Bu trendin devam etmesi durumunda, toplumun genel sağlık durumu ve sağlık hizmetlerine erişiminde olumlu yönde bir etki yaratması beklenmektedir. [5]


3.4 Cepten Yapılan Ödemeler

Türkiye'deki sağlık sisteminde, cepten yapılan ödemeler, sağlık hizmetleri için bireylerin doğrudan ödeme yapması anlamına gelir. Bu ödemeler, kamu ve özel sağlık hizmetlerinde, sigorta kapsamının dışında kalan veya sigorta tarafından karşılanmayan hizmetler için yapılır. Cepten ödemeler, Türkiye'deki sağlık harcamalarının önemli bir kısmını oluşturur ve bu durum, sağlık hizmetlerine erişimde zaman zaman ekonomik engeller oluşturabilir. [1]


3.4.1 Ödeme Türleri

• Muayene Ücretleri: Hastalar, özellikle özel sağlık kuruluşlarında doktor muayeneleri için cebinden ödeme yaparlar.

• İlaç Masrafları: Reçete ile satılan ve özellikle sigorta kapsamı dışındaki ilaçların bir kısmı veya tamamı hasta tarafından karşılanır.

• Tıbbi Prosedürler: Sigorta kapsamında olmayan bazı tıbbi işlemler ve tedaviler için direkt ödemeler hasta tarafından yapılır.

• Yüksek Katılım Payları: Kamu sağlık hizmetlerinde bazen düşük bir katkı payı alınırken, bazı hizmetler yüksek oranda cepten ödeme gerektirebilir.


4. Sağlık Harcamaları

Şekil 4: Yıllara Göre Kamu ve Özel Sağlık Harcamasının GSYİH İçindeki Payı, (%)


Şekil 4’te yer alan grafik, kamu ve özel sağlık harcamalarının Türkiye'nin GSYİH içindeki payını göstermektedir. 2002'de kamu harcamalarının payı %3,7, özel sektörün ise %1,5 iken, 2022'de kamu harcamaları %3,1'e düşmüş, özel sektör %1,0 seviyesinde sabit kalmıştır. Genel olarak sağlık harcamalarının GSYİH içindeki toplam payında düşüş gözlenmektedir. [3]

Şekil 5: Yıllara Göre Cepten Yapılan Sağlık Harcamasının Toplam Sağlık Harcaması İçindeki Oranı, (%)


Şekil 5’te yer alan grafik, cepten yapılan sağlık harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki oranını göstermektedir. 2002 yılında %19,8 olan cepten harcama oranı, 2009'da %14,1 ile en düşük seviyeye gerilemiştir. Ancak, sonraki yıllarda dalgalanmalar göstererek 2022'de %18,5'e yükselmiştir. Bu durum, cepten sağlık harcamalarının genel sağlık harcamalarındaki payının son yıllarda tekrar arttığını göstermektedir. [3]


5. Sonuç

Türkiye sağlık sistemi, tarihsel gelişimi boyunca önemli reformlarla şekillenmiş ve günümüzde kapsamlı bir yapıya ulaşmıştır. Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Genel Sağlık Sigortası gibi uygulamalar, sağlık hizmetlerine erişimi artırarak toplumun genel sağlık düzeyine olumlu katkılar sağlamıştır. Kamu ve özel sektörün birlikte çalıştığı bu sistemde, devlet, hizmet sunumu ve düzenleyici rolüyle merkezi bir konumda bulunmaktadır.

Bununla birlikte, sağlık harcamalarının sürdürülebilirliği, bölgesel farklılıkların giderilmesi ve cepten yapılan ödemelerin azaltılması gibi konular, mevcut sistemin ele alınması gereken temel zorlukları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, daha eşitlikçi, etkin ve sürdürülebilir bir sağlık sistemi oluşturulması için yenilikçi politikaların ve teknolojik yatırımların devreye alınması kritik önem taşımaktadır. Türkiye sağlık sistemi, geçmiş deneyimlerinden aldığı güçle, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini daha da geliştirme potansiyeline sahiptir.


Kaynaklar

[1] Turkey: health system review 2002. (2002, June 24). In European Observatory on Health Systems and Policies.

[2] Türkiye'de sağlık hizmetleri. (2024, January 15). In Wikipedia. Türkiye'de sağlık hizmetleri. (2024, January 15). In Wikipedia. https://tr.wikipedia.org/wiki/Türkiye%27de_sağlık_hizmetleri

[3] T.C. Resmî Gazete. (2022). Sağlık Hizmet Sunucularının Basamaklandırılmasına Dair Yönetmelik.

[4] S.. (2024). 2023.12.29-Değişiklik Tebliği İşlenmiş Güncel 2013 SUT. Sosyal Güvenlik Kurumu

[5] T.C. Sağlık Bakanlığı. (2022). Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2020-202

[6] T.C. Sağlık Bakanlığı. (2021). Sağlık Bakanlığı Organizasyon Rehberi

[7] Türkiye Sigorta Birliği. (2023). TSB 2023 Yılı Sektör Raporu


Comments


bottom of page