Biyomedikal mühendisliği, insan sağlığını iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla bilim ve teknolojiyi birleştiren bir alandır. Ancak bu teknolojilerin insanlığa faydalı olabilmesi, yalnızca teknik başarılarla değil, etik değerlerle uyumlu bir şekilde geliştirilmesine bağlıdır. İnsan hayatını doğrudan etkileyen bu alanda etik meseleler, teknolojinin sorumlu ve adil bir şekilde kullanılmasının temelini oluşturur [1]. Bu yazıda, biyomedikal mühendisliğinde karşılaşılan bazı kritik etik konuları ve bu teknolojilerin insanlık üzerindeki etkilerini ele alacağız.
İnsanlar Üzerinde Yapılan Deneylerin Etiği: Geçmişten Günümüze
Tarih boyunca, bilimsel ilerleme adına insanlar üzerinde yapılan etik dışı deneyler, insan haklarının nasıl ihlal edildiğini açıkça göstermiştir. Nazi Almanyası’nda yapılan deneyler, insanlık tarihindeki en karanlık sayfalardan biridir. Mahkumlar üzerinde yapılan bu deneyler, hem etik hem de insani değerlerin tamamen göz ardı edilmesine neden olmuştur [2]. Benzer şekilde, 20. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleştirilen Tuskegee Frengi Çalışması [3], etik kuralların eksikliğini gözler önüne sermiştir. Bu çalışmada, Afro-Amerikalı hastalara tedavi edilmeden frengi hastalığının ilerlemesi gözlemlenmiştir.
Bu acı tecrübeler, tıbbi araştırmalarda etik standartların önemini ortaya koydu. Bugün, Helsinki Bildirgesi ve Belmont Raporu gibi uluslararası etik protokoller, araştırmacıların insanlar üzerinde çalışma yaparken uyması gereken kuralları tanımlamaktadır. Bu kurallar; bilgilendirilmiş onam alınması, katılımcıların haklarının korunması, araştırmaların şeffaf ve toplum yararına yapılması gibi ilkeleri içeri [4]. Araştırmacılar, bilimin ilerlemesi ile insan haklarının korunması arasındaki hassas dengeyi gözetmek zorundadır.
Genetik Düzenleme: Teknolojinin Gücü ve Etik Sorular
Genetik düzenleme, biyomedikal mühendisliğin en heyecan verici ve tartışmalı alanlarından biridir. CRISPR-Cas9 gibi teknolojiler, genetik hastalıkların tedavisi için devrim niteliğinde çözümler sunmaktadır [5]. Örneğin, orak hücre anemisi veya kistik fibroz gibi genetik hastalıkların CRISPR ile tedavi edilmesi, tıpta çığır açıcı bir gelişmedir.
Ancak bu teknolojiler, etik soruları da beraberinde getiriyor. İnsan embriyoları üzerinde yapılan gen düzenlemeler, insan gen havuzunun gelecekte nasıl şekilleneceği konusunda ciddi belirsizlikler yaratmaktadır. “Tasarım bebekler” fikri, genetik düzenlemenin tedavi yerine estetik veya performans artırıcı amaçlarla kullanılabileceğini düşündürmektedir. Örneğin, daha zeki, daha atletik ya da belirli fiziksel özelliklere sahip çocukların yaratılması etik açıdan derin tartışmalara yol açmaktadır [6].
Bilim insanları ve biyomedikal mühendisler, bu teknolojinin sınırlarını belirlemek ve toplum yararına kullanılmasını sağlamak için sorumluluk taşımaktadır. Genetik düzenleme teknolojilerinin yalnızca tıbbi ihtiyaçlar için kullanılması gerektiği, geniş bir etik ve bilimsel uzlaşma gerektirir. Bu noktada, etik kurulların ve uluslararası toplumun rolü büyüktür. Toplumun gen düzenleme tartışmalarına aktif olarak katılması, bu alandaki politikaların daha adil ve şeffaf bir şekilde belirlenmesine yardımcı olacaktır.
Yapay Organlar: Hayatı Kurtaran Teknolojinin Sosyal Boyutu
Yapay organ teknolojisi, organ nakli bekleyen milyonlarca insan için umut ışığı olmuştur. Kalp, böbrek, akciğer gibi organların yapay versiyonlarının geliştirilmesi, sağlık sektöründe büyük bir devrimdir [7]. Bununla birlikte, bu teknolojilerin ticari bir ürün hâline gelmesi, sosyal adalet ve erişim eşitliği açısından ciddi sorular doğurmaktadır.
Bu organlara erişim yalnızca maddi gücü olan bireylerle mi sınırlı kalacak? Yoksul bireyler bu teknolojiden dışlanacak mı? Biyomedikal mühendisler, bu teknolojileri geliştiren kişiler olarak, etik sorumluluklarını göz ardı edemez. Teknolojinin yalnızca bilimsel bir başarı olarak değil, toplumsal bir eşitlik aracı olarak da tasarlanması gereklidir.
Ayrıca yapay organların uzun vadeli biyolojik ve psikolojik etkileri üzerine daha fazla araştırma yapılması gereklidir. İnsan vücuduyla uyumlu çalışabilen organlar geliştirmek, yalnızca teknik bir zorluk değil, aynı zamanda etik ve sosyal bir sorumluluktur [8].
Teknolojinin Takibi ve Düzenlenmesi: Kim Sorumlu?
Biyomedikal teknolojilerin geliştirilmesi kadar, bu teknolojilerin doğru şekilde uygulanması ve denetlenmesi de önemlidir. Günümüzde biyomedikal inovasyon, hızla ilerlerken düzenleyici otoriteler çoğu zaman bu hızın gerisinde kalmaktadır. Örneğin, genetik düzenleme veya yapay zekâ ile çalışan tıbbi cihazlar, geleneksel düzenleyici sistemlere meydan okuyan yeniliklerdir.
Etik komisyonlar ve bağımsız denetim mekanizmaları, biyomedikal teknolojilerin toplum yararına ve etik kurallara uygun bir şekilde kullanıldığından emin olmalıdır. Ayrıca biyomedikal mühendislerin, geliştirdikleri ürünlerin potansiyel risklerini ve uzun vadeli etkilerini şeffaf bir şekilde paylaşmaları gerekmektedir. Bu süreçte akademik topluluklar, hükümetler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliği büyük önem taşır.
Sonuç: İnsanlık Odaklı Bir Gelecek İçin Sorumluluk
Biyomedikal mühendisliği, insanlık için büyük bir potansiyele sahip bir alandır. Genetik düzenleme, yapay organlar ve insanlar üzerinde yapılan deneyler gibi konular, yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda etik boyutlarıyla da dikkatlice ele alınmalıdır. Teknolojiyi yalnızca geliştirip sunmak değil, bu teknolojilerin insan haklarına ve etik değerlere uygun bir şekilde kullanılmasını sağlamak da mühendislerin ve bilim insanlarının sorumluluğudur.
Etik değerlere sıkı sıkıya bağlı kaldığımız ve teknolojiyi toplumun tüm kesimleri için erişilebilir hale getirdiğimiz sürece, biyomedikal mühendisliği yalnızca bilimsel bir başarı değil, insanlık adına büyük bir ilerleme olacaktır. Bu ilerlemeyi sağlamak, yalnızca bugünün mühendislerinin değil, aynı zamanda geleceğin biyomedikal liderlerinin elindedir.
Kaynakça;
1. Ersoy, Nermin. "Biyomedikal Araştırmalar ve Etik Kurullar." Acta Medica Nicomedia 2.1 (1997): 5-9.
2. Klin, Anadolu, and Anatol Clin. "İnsan Üzerindeki Deneyler ve İlgili Etik–Yasal Metinler." Anatolian Clinic: 223.
3. Brandt, Allan M. "Racism and research: the case of the Tuskegee Syphilis Study." Hastings center report (1978): 21-29.
4. Gürsel, Türkız. "İNSANLAR ÜZERİNDE YAPILAN BİYOMEDİKAL ARAŞTIRMALARDA ETİK DEĞERLENDİRME." Gazi Medical Journal 19.3 (2008).
5. Redman, Melody, et al. "What is CRISPR/Cas9?." Archives of Disease in Childhood-Education and Practice 101.4 (2016): 213-215.
6. Editing the Genome of Human Being: CRISPR-Cas9 and the Ethics of Genetic Enhancement
7. Klak, Marta, et al. "Novel strategies in artificial organ development: what is the future of medicine?." Micromachines 11.7 (2020): 646.
8. Scribner, Belding H. "Ethical problems of using artificial organs to sustain human life." ASAIO Journal 10.1 (1964): 209-212.
댓글